Geçtiğimiz bahar sağlığımla ilgili -özellikle insülin direnci- kaygılar artınca harekete geçmeye karar verdim. Uzun süredir konuşulan/ tartışılan Canan Karatay’ın kitabını okudum (gerçi okunacak çok kitap var, sırayla tabii). Karar verip uygulamaya geçtim. Tatlı ile aram çok yoktur zaten, o konuda çok sıkıntı çekmedim ama karbonhidrat için aynı şeyi söyleyemem. Protein ağırlıklı beslenme hakim artık hayatımda; karbonhidratlar ve yağların ise sadece sağlık olanlarını dahil ediyorum. Pirinç, patates, ekmek, makarnayı hayatımdan çıkarmaya başladım (tamam arada kendime izin veriyorum, kaçamak yapıyorum ama genel olarak buna uyuyorum). Protein dışında ne yiyorsun dersen de bulgur, buğday, karabuğday ve kinoa listemdekilerin bir kısmı.
Ben küçükken, bizimkiler köyden ‘Karakılçık Bulguru’ (kırmızı buğdaydan üretim yapılıyormuş) alırdı (hatta değirmende öğütülürdü falan). Ancak veriminin düşük olduğundan, tarımla uğraşanlar için kazançlı olmadığından bahsedilirdi, hatırladığım. İstanbul’a gelince de ilk defa paketli bulgur almak durumunda kaldım (sarı renkli bulgura hala alışamadım). Eski tatları aramaya başlamıştım, farklı web sitelerinde görüp ‘Siyez Bulguru’ hakkında bilgi edinmiştim. Ancak İstanbul’da aradığım hiçbir yerde bulamamıştım.
Liseden arkadaşım Selin’in instagramdaki bir paylaşımında gördüm Makarna Lütfen markasını. Kırklareli’nde yaşayan gıda mühendisi bir annenin üretimleri aslında. Sebze püreli, tam buğdaydan makarnalar üretiyor Tuğba hanım. Kefir, siyez bulguru ve daha bir çok ürün bulmak mümkün üstelik web sitesi üzerinden kolaylıkla sipariş verilebiliyor, e bu fırsatı kaçırmadım 🙂
Ansiklopedik bilgi vermeyeceğim tabi ama gene de siyez bulguru ne menem bir şeydir diye iki kelam etmek isterim. Glisemik indeksi (yani besinlerin kan şekerini düşürme yüzdesi) düşük; genetiği değiştirilmemiş, ilk buğdaydan üretim (siyez buğdayı kaynatıldıktan sonra kurutulması ve tamamen geleneksel yöntemlerle taş değirmenlerde yarılması suretiyle elde edilen bir ürün); karbonhidrat değeri düşük ve protein değer yüksek; farklı B vitaminleri içeriyor (ki bu sindirim ve sinir sistemi için önemli); folik asit miktarı yüksek (özellikle hamile kadınlar ve çocuklar için önemli). Bu arada belirtmek gerek Türkiye’deki siyez üretimi, Kastamonu’nun farklı ilçelerinde yapılıyor.
Pilav olarak pişirdiğim gibi siyezi haşlayıp farklı salatalar yapıyorum. Sonuçlar iyi olunca da bir süredir yiyemediğim pirinçli yemekleri bir de siyezle denemeye başladım. İlk denemelerden biri ‘Zeytinyağlı Biber Dolma’ oldu (babam şeker hastası teşhisi koyulduğunda annem yada anneannem bulgurlu yaparlardı ama o dönem hiç denememiştim). Bence zeytinyağlısı iyi oldu, kıymalı dolmayı da denemek gerek. Bulgur tane tane kalıyor dolmanın içinde, denemeye kesinlikle değer 🙂
Gelelim tarife;
gerekenler:
– 8 adet dolmalık biber
– 2 adet orta boy kuru soğan
– 2 adet orta boy domates
– 1 su bardağı siyez bulguru
– 2 su bardağı sıcak su
– 1/2 su bardağı zeytinyağı
– 1 yemek kaşığı çamfıstığı
– 1 yemek kaşığı kuşüzümü
– 2 yemek kaşığı kuru nane
– 1/2 çay kaşığı sumak (orj. 1 limonun suyu)
– 1/2 çay kaşığı kimyon
– 1/2 çay kaşığı tarçın
– 1 çay kaşığı karabiber
– tuz
Soğanları soyup, ince ince doğrayın.
Domatesleri yıkayıp, bir tanesini rendeleyin (mevsim geçti derseniz domates püresi kullanabilirsiniz. püreyi evde hazırlamadıysanız, ekşi bir tat oluşabilir, bilginize).
Bulguru yıkayıp, süzgeç yardımıyla süzdürün. Dolma içini (harç) hazırlayacağınız tencerenin içine yıkanmış bulguru, doğranmış soğanı ve rendelenmiş domatesi koyun. Üzerine dolmalık fıstıkları ve zeytinyağını ilave edin. Bir su bardağından daha az sıcak suyu da ekleyip, ocağa koyun. Su kaynamaya başlayınca kuşüzümünü koyup, altını kısın.
Harcın suyu çekinceye kadar pişirin sonra altını kapatın. Tuzunu ve baharatlarını ekleyin (Blogger notu: baharatları önce bir kasede iyice karıştırıyorum ve bu karışımı pişmiş olan harca ekliyorum).
Orijinal tarifte kıyılmış maydanoz vardı, ben eklemedim.
Harcı kapağı kapalı şekilde 5-10 dakika dinlendirin.
Blogger notu: Kuru nane yerine taze nane de ekleyebilirsiniz. Ayrıca yenibahar önerilmişti, onun yerine kimyon; limon suyu yerine de sevdiğim baharatlardan sumak ekledim. Tarifte baharatlar için miktar belirtilmemişti, ben kendi ölçülerimi sizinle paylaştım. Damak zevkinize göre miktarlarında değişiklik yapabilirsiniz.
Bu arada dolmalık biberleri yıkayıp, çekirdeklerini çıkartın (kafaları atabilirsiniz 🙂 )
Temizlenen biberleri hazırladığınız harçla doldurun. Kalan domatesi, biberlere kapak olacak şekilde kesin ve biberlerin üzerine kapatın.
Doldurulmuş biberleri yayvan bir tencereye koyun (imkan varsa, tencerenin dibine maydanoz saplarını koyabilirsiniz böylece yanmalarını engelleyecektir). Üzerine düz, beyaz bir tabak örtün, kalan sıcak suyu ekleyin. Kısık ateşte 40-45 dakika pişirin, gerekirse sıcak su ilave edin.
Ilık yada soğuk olarak, limonla servis edin.
Afiyet olsun 🙂
gerekenler:
Harcın suyu çekinceye kadar pişirin sonra altını kapatın. Tuzunu ve baharatlarını ekleyin (Blogger notu: baharatları önce bir kasede iyice karıştırıyorum ve bu karışımı pişmiş olan harca ekliyorum).
mutfak terapisi 
Başta siyez bulguru olmak üzere, siyez eriştesi ve siyez tarhanasını ana üretici TOKALI GIDA LTD ŞTİ den, http://www.siyez.com.tr adresinden temin edebilirsiniz
BeğenBeğen